Trabzon mu Daha Büyük, Samsun mu? Siyaset Bilimi Perspektifinden Gücün ve Kimliğin Mücadelesi
Siyaset bilimi, güç ilişkilerini anlamanın sanatıdır. Bir siyaset bilimci, bir şehrin “büyüklüğünü” sadece nüfusla, yüzölçümüyle veya ekonomik kapasitesiyle değil; aynı zamanda iktidarın dağılımı, kurumların etkisi, ideolojilerin görünürlüğü ve vatandaşlık bilincinin derinliği ile ölçer. Bu bağlamda “Trabzon mu daha büyük, Samsun mu?” sorusu, aslında iki şehrin coğrafi kıyaslamasından çok, Türkiye siyasetinde iki farklı toplumsal yapının, iki ayrı güç anlayışının sembolik karşılaşmasıdır.
Gücün Yüzleri: Erkek Stratejiler ve Kadın Dayanışması
Güç, tarih boyunca erkeklerin stratejik hamleleriyle tanımlanmıştır. Trabzon’un siyasi geleneği, bu anlamda güçlü erkek figürlerin şekillendirdiği bir alanı temsil eder. Karadeniz’in hırçın doğası gibi, Trabzon siyaseti de serttir, hızlı karar alır, stratejik davranır. Güç, burada bir hedef değil, bir yaşam biçimidir. Erkek egemen siyasal kültür, bireyin gücüyle toplumsal konumunu özdeşleştirir. Trabzonlu siyasetçiler, genellikle “lider” olmayı ister; temsil değil, yönlendirme üzerine kurulu bir politik bilinç taşır.
Samsun ise, kadınların demokratik katılımı ve toplumsal etkileşim gücüyle farklı bir profil çizer. Cumhuriyet’in doğduğu şehir olarak, Samsun’un siyasi kimliği daha katılımcı, daha kapsayıcıdır. Gücün paylaşılması, fikirlerin müzakere edilmesi, farklı seslerin duyulması burada daha belirgin bir eğilimdir. Samsun, gücün bir araç değil, ortak bir bilinç olduğunu hatırlatır. Kadınların sivil toplumda, yerel yönetimlerde ve kültürel organizasyonlarda etkin rol oynaması, şehrin demokratik reflekslerini güçlendirir.
İktidarın Coğrafyası: Trabzon’un Merkezîliği, Samsun’un Yaygınlığı
İktidar, sadece kimde olduğuyla değil, nasıl paylaşıldığıyla anlam kazanır. Trabzon, uzun yıllardır siyasal iktidarın merkezine yakın durmayı başarmış bir şehirdir. Devletin karar mekanizmalarına etkili figürler göndermesi, onu Türkiye siyasetinde “küçük ama etkili bir güç odağı” haline getirmiştir. Trabzon’un büyüklüğü, belki nüfusunda değil ama politik ağlarında, lobilerinde ve devletle kurduğu simbiyotik ilişkide yatar.
Samsun ise farklı bir büyüklük sergiler: yaygın, yatay ve kamusal bir güç formu. Samsun’un büyüklüğü, bireylerin katılım kapasitesinde, örgütlü sivil toplum yapısında ve kamusal alanın açık, tartışmacı doğasında kendini gösterir. İktidar burada merkezî değil; daha çok paylaşılan, kolektif bir yapıya bürünmüştür. Bu nedenle Samsun’un büyüklüğü, “kaç kişinin yönettiğiyle” değil, “kaç kişinin söz hakkına sahip olduğuyla” ölçülür.
İdeolojiler ve Kimlikler: Trabzon’un Tutkusu, Samsun’un Hafızası
İdeoloji, şehirlerin ruhunu belirleyen en derin unsurlardan biridir. Trabzon, ideolojik olarak daha tutkulu, daha aidiyetçi bir kimliğe sahiptir. Gelenek, inanç ve yerel kimlik, siyasal davranışları belirgin şekilde etkiler. Bu şehirde ideoloji, bir fikir olmaktan öte, bir yaşam biçimidir. Trabzon’un büyüklüğü burada bir “direnç” büyüklüğüdür — değişim karşısında kendi özünü koruma becerisi.
Samsun ise ideolojiden çok hafıza üzerine kuruludur. Kurtuluş Savaşı’nın başlangıç noktası olarak, Samsun’un siyasi kimliği tarihsel bir bilinçle yoğrulmuştur. Burada ideolojiden ziyade, “miras bilinci” ağır basar. Bu da şehre, daha pragmatik, daha dengeli bir siyasal yönelim kazandırır. Trabzon’un “biz” bilincine karşılık, Samsun’un “hepimiz” anlayışı vardır. Biri aidiyetin, diğeri birliğin ifadesidir.
Vatandaşlık Bilinci ve Demokrasi Kültürü
Vatandaşlık, şehirlerin siyasal büyüklüğünü ölçmenin en insani kriteridir. Samsun, katılımcı demokrasi açısından daha açık bir model sunar. İnsanlar, belediye kararlarına, sivil girişimlere, toplumsal projelere dahil olurlar. Samsun’un büyüklüğü, halkın kamusal yaşamla kurduğu organik bağdan gelir. Burada vatandaş, sadece seçen değil; aynı zamanda tartışan, eleştiren, öneren bir öznedir.
Trabzon’da ise vatandaşlık bilinci, liderlik kültürüyle iç içedir. Toplumsal hiyerarşinin güçlü olduğu bu şehirde, vatandaşlık daha çok “temsil edilmek” anlamına gelir. Güçlü figürlere güven duymak, bu güven üzerinden toplumsal istikrar sağlamak, Trabzon’un siyasal davranış biçimidir. Burada demokrasi, saygı üzerine değil, sadakat üzerine inşa edilmiştir.
Sonuç: Büyüklüğün Anlamı Üzerine Provokatif Sorular
Trabzon mu daha büyük Samsun mu? Bu soruya verilecek cevap, hangi büyüklüğü kastettiğimize bağlıdır. Eğer güç, merkeziyet, strateji diyorsak; Trabzon’un ağırlığı belirgindir. Eğer katılım, kapsayıcılık ve toplumsal diyalog diyorsak; Samsun’un büyüklüğü tartışmasızdır. Belki de bu iki şehir, Türkiye’nin siyasal kimliğinde birbirini tamamlayan iki yarıdır — biri otoritenin, diğeri özgürlüğün sembolü.
Peki siz hangi büyüklüğü daha değerli buluyorsunuz? Gücü elinde tutan mı büyüktür, yoksa gücü paylaşan mı? Bir şehir, iktidarın gölgesinde mi büyür, yoksa vatandaşın sesinde mi?